29 Eylül 2012 Cumartesi

Kasımpaşaspor-Fenerbahçe

Öncelikle birkaç haftadır internet sorunlarım nedeniyle yazı yazamıyordum, bunun için özür dilerim.

Yazıma şu iki nefretimle başlamak istiyorum:

- Lig TV canlı(!) yayını. Ben anlayamıyorum, 400 milyon dolar verip sonra maçı göstermemenin mantığının ne olduğunu. Sıkıcı geçen bir maçta "Acaba ne oluyor şu an sahada?" şeklinde bir heyecan yaratma uğraşının göstergesi mi maç devam ederken Raul Meireles'in su içişini izlememiz.

-Hakemlerimizin düdük çalmayı çok matah bir şey sanmaları. Bir yorumcunun çok güzel bir lafı vardı: "Hakem yalnızca kuralları değil, futbolu da bilmeli." O kadar doğru bir laf ki. Bir maçı güzelleştiren, heyecanlı kılan bir diğer etmen de hakemdir. Hakemin pozitif futbolu sahaya yansıtması gerekir. Ofsayt pozisyonunda top zaten savunmada kalmışsa düdük çalıp topu biraz yana taşımanın, sonra tekrardan düdük çalıp topu 2 adım geriye aldırmanın, sonra tekrardan düdük çalıp oyunu devam ettirmenin futbola, maça katkısı nedir lütfen biri bana anlatsın. Sevgili İlker Meral, hapishanede görevli ol, bol bol düdük çalarsın orda.

Bu iki olayla ilgili içimi döktüğüme göre artık yazıma başlayabilirim. Fenerbahçe'nin sorunu teknik ya da taktik değil. Fizik ve mental. Bugün Sow,Meireles ve Mehmet Topuz dışında olumlu oynayan oyuncu yoktu. Egemen gibi hava toplarındaki hakimiyetiyle bir oyuncunun Adem Büyük gibi fizik gücü kendinden son derece düşük birine üst üste iki kez kafa topunu vermesinin ne Aykut Kocaman ile ne de taktik anlayıla ilgisi vardır.

Bu demek değildir ki Aykut Kocaman'ın hiç bir suçu yok. Aksine sorumluların başında geldiği görüşündeyim. Fizik gücü sağlamak, takımı dinç tutmak, mental açıdan hazırlamak teknik direktörün görevidir ve Aykut Kocaman müdahele etmediği takdirde Fenerbahçe de düşmeye devam edecektir.

Geçen sene takımı sırtlayan Stoch ve Alex'in takıma katkısı sıfırın altına düşmüş durumda. Alex pas tercihlerinde bile yanlış yaptı ki bunu yapacak bu ligde ki en son oyunculardan biridir. Mehmet Topuz kuvveti ve dinamizmi ile ön plana çıkan bir oyuncu, onları da kaybedince iyi orta yapan amatör futbolcu kıvamında kalıyor. Yobo-Egemen ikilisi bugüne kadar güven doluydu, bugün ise güvenilen dağlara kar yağdı. Gökhan Gönül'ü Türkiye'nin en iyi sağ beki yapan özellikleri arasında hızı, dinamizmi, çabukluğu, hücuma katkısı, savunma bilgisi, ters kademe, hırsı vardı, şu anda bir tek hızı kalmış. Hasan Ali gelişime açık sol bek görünümünde hala, takım iyi olsa onun da ne kadar iyi olacağını göreceğiz ama etrafındakiler varlık gösteremeyince o da parlayamıyor. Meireles-Topal ikilisi şu anda ligin en iyi orta sahası belki de, Sow ile birlikte takımda mücadelen eden tek oyuncular.

Kasımpaşaspor'a geçecek olursak, Metin Diyadin sonrası nasıl bir performans sergileyecekleri merak konusuydu. Tüm görüşlerin aksine bana kalırsa karşılarında iyi bir takım olsa dağılırlardı. Ancak yine de sahaya yayılış açısından iyi bir performans sergilediler. Biraz daha yeni hocaya alışma sürecini geçirmeleri lazım, çok iyi bir kadroları var ilk 8de yer almaları muhtemel.

Her takımın kötü gittiği zamanlar olmuştur. Böyle bir dönemde gerçekten de altın tepside sunulmuş bir fırsat var önlerinde. Bir Avrupa maçı, ve rakip kendisinden bile kötü durumdaki, Mönchengladbach. Deplasmanda alınacak bir galibiyet ve iyi bir oyun, takımın moralini, güvenini yerine getirecek, taraftarın desteğini biraz olsun hissettirecek ve Beşiktaş maçına takımın daha iyi çıkmasını sağlayacaktır. Milli arada da gereken değişimler gelir umarım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder