16 Kasım 2012 Cuma

Görmek Lazım Son Kez

Bu kadar ara niye verdiniz diye bir soru gelebilir aslında.Tam olarak bende bilmiyorum bir isteksizlik vardı yazma konusunda.Onu atlattığımı düşünüyorum,bu yüzden yazmaya devam.

Yazılacak en güzel bugün herhalde.İnsanlara zor günde olmamıza rağmen biz buradayız demek önemli.Şimdi  gelelim taraftarlık boyutunu bir yana bırakıp,doğruları konuşmaya.Defalarca söyledim,biz millet olarak her daim inatçıyız,kaybettiğimiz bir çok şeyi de bu inatçılığımız yüzünden kaybettik.Kazandıklarımız olmadı elbette oldu.Fakat olması gereken doğrusunu göre göre inat etmek yanlış.Bugünde o günlerden biri bence.Takımın yarısından çoğu formsuzken, rakip yeni teknik adamla inanmaya başlamış herkesin konstrasyon durumu tavan yapmış ise değişiklik yapmanın tam vakti.Burada yapılacak değişiklik tabi ki sistem.Artık rakipler bizi daha rahat çözümlemeye başladı.Top sizde kalsın diyor çok umrumda değil,ben alan kapatırım,kaymaları doğru yaparım,ileride topla buluşunca kalende tehlike yaratırım.Çünkü defansın böyle yarı sahama yerleştiği sürece arkada boşluk buluyorum,bende oralarda girip golü buluyorum diyor.Bunu hem Braga'nın hem de Karabük'ün yapması bunun bir nevi doğru olduğunu kanıtlıyor.Radikal kararlar alan bir antrenöre sahibiz aslında,bu işleri seven biri.Ama bu ısrarı neden böyle devam ediyor anlamıyorum.Oyuncu bazında da bir rahatlama olacak belki.Sıfır olanlar belki yüzde 45-50 oynar belki Melo gibi.

Bugünde tabi böyle olmasında oyuncuların çok büyük payı var.Cris ve Melo bu kişilerin başında geliyor.Melo'yu kazanalım diyor Fatih Hoca,sonuna kadar katılıyorum.Ama böyle oynayacaksa aman yani.Bir de çıkarken el kol yapmıyor harbiden adamın cinlerini tepesine çıkarıyor.Bakın Galatasaray ligin 12.haftasında 14 puan kaybetmeşse bunun yüzde 70 Melo'ya ait.Bu sistem herkes tarafından bu kadar tartışılıyorsa Melo'nun kötü oynayışından.Çünkü burada orta sahasının ortası bu işin şah damarı.Evet diğer etmenler yok mu yüzde yüz var.Muslera aklım almıyor bu kötü olmasını,nasıl bu kadar kötü oynuyor cidden ilginç.Eboue bir var, bir yok.Hakan Balta onun en büyük destekçilerden biriyim ama ne olduğunu bilmiyorum.Cris için bu maça özel olduğunu düşünüyorum.O kadar hızlı oyuncuya sahip takımın Cris'i koymak tartışılır.

Şimdi herkesin merakla beklediği ve artık bu maçta giderse ne tarz bahaneler üretiliceği merak konusu olan maça.Valla ne olacağını bende bilmiyorum,umarım iyi olur.He  bu arada Karabük'e bir tebrikte bizden,başarıların inşallah devamı gelir.

13 Ekim 2012 Cumartesi

Türkiye 0 1 Romanya

Abdullah Avcı'ya her maç sonu bu oyuncu neden oynamadı sorusu sorulunca bozuk plak gibi hep aynı şeyleri  söylemesi insanın gerçekten canını mağlubiyet kadar sıkıyor.Nuri'yi sormuşlar maçtan sonra gene çok kıymetli oyuncu,7 senedir tanıyorum,benim çocuğum gibi cevapları vermiş. Eee yani?Tanıyorsun da bir daha sürmeyi denesen ama 80.dakikada değil.Maçın 2  tane akılda kalan pozisyonu var.Biri Semih'in kornerden gelen topa vurduğu kafa,diğeride Nuri'nin enfes pasıyla Arda'nın kestiği Mevlüt'ün vurduğu kafa.Biz Türkiye olarak tüm takımlar olarak saha içinde oyuna müdahale etme özürlüyüz.Dün coşkulu oynamışız yerim öyle coşkuyu Arda'nın sağ kanattan sol kanada çalım atarak gitmesi coşkuysa evet baya bir coşkuluyuz. Biz ya oyuncularımızı tanımıyoruz ya bizler inatçı keçilerin tekiyiz.Abdullah Avcı'nın kafasında ki sistem oluşmadı dün de, oluşmayacak gibi de.Bakın oyuncular üzerinde gidecek olursa Emre saha içi liderimiz belli.Bu adamın yaşı 32.Dünya Kupasına gitsek 34 olacak.Böyle oyun planı olmaz liderliği bu yaşta ki adama vermezsin.Ülkeye vizyon katacak adamlar hepsi kulübe.Kaç seneden beri Nuri ile övünmeyi biliyorsunuz.Sahada da görsek fena olmaz yani günah değil.Bir milli takımın hocası bir plan tutturup onun üstüne gitmez bu hatadır.Ben bunu uygulayacağım gibi bir durum yok.Sen koskoca ülkenin teknik direktörüsün senin elindeki oyuncu grubuna bakarak bir sistem inşa etmen lazım.4-3-3'te oynayacak Sercan'ı gider 4-2-3-1'e hapis edersen o sistem patlar.Bana göre Arda'nın forvet arkası oynaması da yanlış.Arda oyun içi serbestliği olan bir oyuncu Atletico'da da öyle ama ağırlığı gene kanatta.Bizde ağırlığı forvet arkası olmaz.O zaman o da sistem içinde sıkışır.Herkes topu Arda'ya atar yap bize bir güzellik diye bekler.Sistemden gittik devam edelim.Bir kere sistemli savunma  yapan,pozisyonlarında doğru kayma yapan takımlara karşı hücum etme özelliğimiz sıfır altında.Bir kere her şeyden önce şut atmayı unutuyoruz.Alan karşı yapılacak en önemli tepkilerden biri de şut atmak kaleyi zorlamak.Biz bu coşku(!) ile devam edelim.

Sonuç için yazılacak aslında hiçbir şey yok.Yazmaya değer bir şey yok çünkü.Biz bu futbolla insanları sadece hayattan soğuturuz başka bir şey yapmayız.

10 Ekim 2012 Çarşamba

Hayırlısı


''Sanica Boru Elazığspor Kulübü, Bülent Uygun'dan boşalan teknik direktörlük görevine Yılmaz Vural'ın getirildiğini açıkladı.
Kulübün resmi internet sitesinden yönetim kurulu adına yapılan yazılı açıklamada, teknik direktör Bülent Uygun'dan boşalan teknik direktörlük görevine tecrübeli isim Yılmaz Vural'ın getirildiği belirtildi.
Açıklamada, ''Sayın Vural ile her konuda anlaşma sağlanmış ve teknik direktörümüz olmasına karar verilmiştir. Yeni hocamızın kulübümüze hayırlı olmasını temenni eder, sayın Yılmaz Vural'a görevinde başarılar dileriz'' ifadeleri kullanıldı.
Spor Toto Süper Lig ekiplerinden Sanica Boru Elazığspor'un teknik direktörü Bülent Uygun, önceki gün görevinden istifa etmişti.''

Hayırlısı demek düşer bize her zaman olduğu gibi.Uzun zamandır görmüyorduk kendisini bakalım.Bu sezon nasıl enstantateler çıkacak.

Kaynak:NTVSPOR

7 Ekim 2012 Pazar

Fenerbahçe-Beşiktaş


Yine her zamanki gibi maç öncesi hakem eleştirimi yapmak istiyorum. Geçen hafta İlker Meral'ın "düdük" merakından bahsetmiştim. Özgür Yankaya ise bugün sanki bana inat yapıyormuşcasına kullandı düdüğünü, buna bir şekilde çözüm bulunması lazım, her iki takım adına da 3-4 tane tehlikeli atak düdük kurbanı oldu.

Kasımpaşa maçından sonra Fenerbahçe'nin önünde çok büyük bir şans olduğunu söylemiştim. Bu şansı çok iyi kullandılar, iyi oyun ve net skorlarla 2 önemli galibiyet geldi. Takım içinde artık bir sorun kalmadığı kanaatindeyim. Oyun olaraksa istenen görüntü yavaş yavaş oluşuyor.

Gladbach maçının kahramanıydı Baroni. Ancak benim görüşüm Baroni'nin Fenerbahçe kalitesinde olmadığıdır. Kötü bir futbolcu değil ancak oyun zekası ve topu kullanımı yeterli seviyede değil ve olamayacak da. Rotasyon için iyi bir oyuncu ancak ilk 11 için bence takımın ideal dizilişindeki zayıf halka.

Meireles-Mehmet Topal ikilisi hala benim görüşüme göre ligin en iyi orta sahası. İkisi de ne yaptığını bilen, bilinçli oyuncular. Kattıkları dinamizm ve maç içi devamlılıkları da cabası.

Sow her zaman belirttiğim gibi bu sezonki en iyi oyuncu Fenerbahçe'de. Bugün karşılığını da güzel bir golle aldı. Geriden gerekli yardımı aldığı takdirde gollere de devam edecektir.

Fenerbahçe'nin en zayıf halkasının Cristian olduğunu söyledim. Onun yerine benim gözümdeki en iyi alternatif ise Fernandes. Bugün gördüm ki Fernandes Fenerbahçe yapbozundaki tek eksik parçaya uygun nadir ve nadide bir futbolcu. Orta alanda yaratıcılık olarak ona ayak uyduran bir isim daha olsaydı bugün daha efektif bir Beşiktaş izleyebilirdik.

Olcay çok sönük kaldı. Kendini en fazla göstermesi gereken maçtı. Galatasaray maçındaki oyunu da beklentileri arttırmıştı ama pek varlık gösteremedi.

Necip çok iyi niyetli oynadı. Özelliklerinden fazlasını sahaya yansıtmaya çalıştığı için bal yapmayan arı görünümündeydi ancak kadro derinliği zayıf olduğu için bu oyun şekline alışmasında fayda var.

Samet Aybaba'nın iyi bir taktisyen olduğunu düşünmüyorum. Güzel bir birlik beraberlik yakaladı, mücadeleci bir takım oluşturdu, ancak bütün bir sezonu böyle geçiremezsiniz. Sahaya bir taktik yansıtmanız lazım.

Uzun top bir taktiktir. Ancak uzun topta, uzun boylu bir forvetten fazlası lazımdır. Öncelikle de sahaya doğru dizilmek gerekir. Almeida atılan her uzun topa vurdu ancak dönen topların hepsi Fenerbahçe'de kaldı. Beşiktaş uzun top oynamak istiyorsa, rakip sahaya iyi kuluçlanıp dönen toplardan hızlı ataklar bulmaya çalışmalı. Ancak sahada uzun top atılıp kendi yarı alanında bekleyen bir Beşiktaş vardı.

Kadroya ilk baktığımda aklımdan bir çok şey geçti.

-Hilbert-Toraman-Sivok-Escude savunma dörtlüsü, Uğur sol, Olcay sağ kanat.

-Toraman-Sivok-Escude-Uğur savunma dörtlüsü, Hilbert sağ, Olcay sol kanat.

Daha sonra İtalyan sistemi geldi aklıma ki bana kalırsa Beşiktaş'a çok uygun bir sistem. 3-5-2.

Escude sol, Toraman sağ stoper, Sivok libero. Uğur-Hilbert ikilisi iki kanatta, tekniği hızından daha iyi olan Olcay Almeida'nın arkasında. Ortada yine Fernandes-Veli-Necip. Hatta Olcay'ın yerine Batuhan girip, o zaman daha verimli bir uzun top da oynanabilir.

Bir teknik direktör takımına bir şeyler katmalı. Takıma uymayan bir sistemi her hafta sıkılmadan devam ettirmek yerine, yeni arayışlar içinde olmak takıma bu durumdan daha fazla zarar veremez. 

Aykut Kocaman Fenerbahçe'de bu sezon kendi sisstemini oturttu ve şu anda da işler yoluna girmiş görünümünde.

Samet Aybaba da aynı hamleyi yapmazsa Beşiktaş, "sürpriz yapabilecek Anadolu takımı" görüntüsünden çıkamaz.

3 Ekim 2012 Çarşamba

Galatasaray 0 2 Braga,SİSTEM

Terim'in sisteminden hiçbir koşulda vazgeçmemesini, cesur oynamasını anlayabilirim.Ama bu durum sana içeride oynadığın maçlarda  kilidi açamamanı sağlıyorsa  orada bir sorun var demektir.Galatasaray'ın dün aldığı mağlubiyetin tek sorumlusu bana göre sistem.Biz 4-4-2 oynayan takımız bunu uygulamak zaten başlı  başlı başına zor bir şey,dün birde bunun üstüne 2-4-4 oynamaya kalkıştık.Şampiyonlar Ligi'nin ne olduğunu hep söylesekte takım olarak ne olduğunu sanırım dün çok daha iyi anladık.Braga ne Galatasaray'dan üstün bir kadro yapısına sahip,ne de oyunculara.Sadece doğru olanı yaptılar dün hepsi bu.Cluj maçında tek kale oynadılar neredeyse. 34 şutun 25'i kaleyi bulmuş ama kalelerine gelen iki top gol olmuş.Burası böyle.Bir maçla bir maçın farklı olabilir.Burası lig arenası değil, hep aynı oynadığın sistemden devam etmek de hiç kolay değil.Maç içinden sistem değişikliğini gidebilmek çok önemli,ya da bunu karşı takımı analiz ederken maç öncesinde düşünmek.Galatasaray dün Elmander'in girmeseyle bir anda farklı sistem arayışı takımın daha etkili olmasını sağladı.

Bu maçtan çıkarılacak en önemli şey takımın bu arenada bu oyunculara sahipken 4-4-2 oynamayacağı.4-3-3 şu an için akla en yatkın sistem.Melo bitik durumda bu net çıkaracağı max dakika 70.Sonrası olmuyor.Dün Hamit'te olmayınca Amrabat o kanatta çok bocaladı,tıknadı adeta.Zaten adamlar sağ kanat için önlem almıştı belli.Eboue ve Amrabat doğru düzgün girdiği bir pas oyunu yok,bunu iyi engellediler.Neden 4-3-3'ü biraz açalım.Hamit denge adamı.Melo'nun kötü oluşu Selçuk'u da formsuz kılıyor.Onu açıklarını kapatmakla uğraşıyor.Hamit'in o bölgede oynayışı ile orta saha daha diri olur.Belki Melo'da buna bağlı olarak daha fazla maç içinde kalır.Şu an oynanan düzen içinde Melo fiziği toparlamadığı sürece Selçuk'dan o eski veremi beklemeyin.Sadece gol açısından değil,pas organizasyonları da bunun için geçerli.Orta saha için bu  düzen oluşturulabilir,ileri hatta ki üçlü içinde öyle.Amrabat 4-3-3'te daha verimli oynar.Kaldı ki elimizde ki 3 forvette kanat-forvet oynayabilecek adamlar.Bu üzerine kafa  yorulacak şeyler Fatih Terim bunu düşüncektir.

Gruptan çıkmak zorlaştı ama ipler hala bizim elimizde.Cluj'da ters takım anlaşıldı ki dün maç sonucuna bakarsak.Oradan alınacak olası 6 puan ve içeride ki Manchester maçı önemli.Umarım Braga maçı final olmaz ,yoksa işimiz baya zor olacak.

1 Ekim 2012 Pazartesi

Alex de Souza!


Hepiniz biliyorsunuz olayı. O gitti artık. O'nu bu blogda çokça kez eleştirdim, içim burkularak yaptım bunu. Son 8 yıldaki sevinçlerimde O vardı çünkü, üzüntülerimde de. Yanında değildim ama çok şey paylaştım O'nunla.

Öyle bir duruma geldik ki taraftar olarak, öyle keskin çizgilerle ikiye ayrıldık ki bize seçim yaptırmak istediler, yapamazdık ama, bizim için "Annen mi baban mı?" sorusu gibiydi. Hangisini seçebilirdik ki?

Neden böyle yaptın ki? Neden her şeyi bir sineye çekip uzatılan zeytin dalını görmezden geldin? Neden efsanemiz olarak kalıp, futbolu bitirmek istemedin? Neden oldu bunlar bir anda?


Olmadı bu. Yakışmadı. Sevenler böyle ayrılamaz sen de biliyorsun. Ben sana kızardım hep ama bilirdim ki geri geleceksin. Bir şekilde gene orada olacaksın. Ama gittin artık, yoksun, nasıl alışacağız peki biz buna? Hiç düşündün mü bunları? Ya sen nasıl alışacaksın?

Böyle olmamalıydı, üzülüyorum, daha çok da neye üzülüyorum biliyor musun? Bunun için uğraşmana üzülüyorum. 

Ne diyebilirim ki daha fazla. Böyle bir durumda seni nasıl eleştirebilirim ki, yoksun artık, ben varlığına güvenip seni eleştirdim hep. 

Yolun açık olsun BÜYÜK KAPTAN. Her zaman bu taraftarın kalbindesin...

30 Eylül 2012 Pazar

Beşiktaş-Anadolu Efes


Maçı Dorukcan Duyan ile birlikte canlı olarak izleme şansı buldum. Efes Farmar-Vujacic-Gordon-Semih-Kerem 5iyle başladı maça. Beşiktaş ise Jerrels-Serhat-Cristopher-Cevher-Vidmar 5lisiyle sahadaydı.

İlk 6.5 dakika Oktay Mahmuti'nin hiç oyuncu değişikliği yapmaması en garipsediğim olaydı. Üstelik Farmar ve Vujacic ikilisinden de beklediği katkıyı alamamasına rağmen. Beşiktaş ise Tutku ve Serhat ikilisiyle ayakta kaldı ilk periyotta.

Efes'in mağlubiyetinin ise birkaç önemli etmenin sonucundaydı.

- Farmar son çeyreğe kadar çok etkisizdi. Oyunların çoğunu kullanamadı ve takımı yönetemedi.
- Farmar'ın yanında Vujacic de ilk devrede etkisizdi.
- Doğuş oyuna girdi mi göremedim. Özellikle 2. çeyrekte Beşiktaş hücumda etkiliyken Doğuş-Sinan ikilisiyle  tam saha baskı yapılıp, hücumda pota altında Kerem-Semih üstünlüğüyle sayılar bulunabilirdi.
- Doğuş için söylediklerim Ermal Kuqo için de geçerli.
- Kerem Tunçeri keza yine etkili olamayan isimlerden. Birkan Batuk da tecrübesiz kalınca Efes oyun kurmakta sıkıntı çekti.
- Kerem Gönlüm pota altında etkiliydi. Ancak Barac aynı katkıyı sağlayamayınca Kerem de yoruldu pota altında.
- 2. çeyreği 1, 3. çeyreği 2 faulle tamamladı Efes. Bunu amatör takımlar bile yapmaz. Özellikle geride olan bir takım hiç yapmaz. Faul yapıp rakibi tekrardan kenara itmek yerine, kolay hücumlar yapılmasına izin verdiler.
- Kaçan birçok faul atışı farkın kapatılamamasındaki en büyük faktördü.



Açıkçası doğruyu söylemek gerekirse Beşiktaş'ı sezon öncesi biraz hafife almışım. Ancak Jerrels her maç bugünkü kadar faydalı olmaz, Beşiktaş taraftarı buna kendini şimdiden hazırlasın. Serhat Çetin-Muratcan Güler rotasyonu ise bugün izlediğim kadarıyla 2 numara pozisyonun için çok iyi kıvamda. İkisi de benzer özelliklerde oyuncular olduğu için saha içi devamlılığı bu bölge için maksimum seviyede neredeyse. Tutku yıllanmış şarap gibi. Bugünkü galibiyette bana göre en büyük pay onun Beşiktaş adına, özellikle 2. çeyrekte farkın açılmasında müthiş rol oynadı.

Patrick Cristopher için sezon öncesi takımı tek başına götürürse Beşiktaş birşeyler yapar kıvamında konuşuluyordu. Ancak bugün gördüğüm kadarıyla Cristopher takımın bir parçası ve gerektiğinde de sorumluluk alıyor. Dasic ve Markota hakkında pek bir bilgim olmadığını söylemiştim daha önce. Dasic bugün çok faydalı oldu. Sayı katkısının yanında ribaundlarda da 5 numaraya büyük yardım etti. Ancak Markota felaketti. Özellikle 3. çeyrekteki saçma tercihleriyle Efes'i oyuna ortak etti.



Bugün Beşiktaş Efes'i değil, Erman Kunter Oktay Mahmuti'yi yendi. Oktay Mahmuti'nin takımını iyi harmanlayamadığı görüşündeyim, biraz daha rotasyon sağlayabilirdi, bunu yapacak geniş bir kadro var elinde. Erman Kunter ise her hamleyi akıllıca yaptı, Markota'yı oyunda biraz daha az tutabilirdi gerçi. Yine de benim için en büyük favori hala Anadolu Efes. Bu kadar kaliteli oyuncular bir daha aynı gün bu kadar kötü oynarlar mı soru işareti.

Son olarak Beşiktaş'ı tabi ki kutlarım. Söylediğimin aksine diğer 3 takımdan bir adım geride olmadıkları görüündeyim artık. Eurolegue Final-Four kıvamında bir şampiyonluk dörtlümüz var, müthiş bir lig bizi bekliyor.

29 Eylül 2012 Cumartesi

Kasımpaşaspor-Fenerbahçe

Öncelikle birkaç haftadır internet sorunlarım nedeniyle yazı yazamıyordum, bunun için özür dilerim.

Yazıma şu iki nefretimle başlamak istiyorum:

- Lig TV canlı(!) yayını. Ben anlayamıyorum, 400 milyon dolar verip sonra maçı göstermemenin mantığının ne olduğunu. Sıkıcı geçen bir maçta "Acaba ne oluyor şu an sahada?" şeklinde bir heyecan yaratma uğraşının göstergesi mi maç devam ederken Raul Meireles'in su içişini izlememiz.

-Hakemlerimizin düdük çalmayı çok matah bir şey sanmaları. Bir yorumcunun çok güzel bir lafı vardı: "Hakem yalnızca kuralları değil, futbolu da bilmeli." O kadar doğru bir laf ki. Bir maçı güzelleştiren, heyecanlı kılan bir diğer etmen de hakemdir. Hakemin pozitif futbolu sahaya yansıtması gerekir. Ofsayt pozisyonunda top zaten savunmada kalmışsa düdük çalıp topu biraz yana taşımanın, sonra tekrardan düdük çalıp topu 2 adım geriye aldırmanın, sonra tekrardan düdük çalıp oyunu devam ettirmenin futbola, maça katkısı nedir lütfen biri bana anlatsın. Sevgili İlker Meral, hapishanede görevli ol, bol bol düdük çalarsın orda.

Bu iki olayla ilgili içimi döktüğüme göre artık yazıma başlayabilirim. Fenerbahçe'nin sorunu teknik ya da taktik değil. Fizik ve mental. Bugün Sow,Meireles ve Mehmet Topuz dışında olumlu oynayan oyuncu yoktu. Egemen gibi hava toplarındaki hakimiyetiyle bir oyuncunun Adem Büyük gibi fizik gücü kendinden son derece düşük birine üst üste iki kez kafa topunu vermesinin ne Aykut Kocaman ile ne de taktik anlayıla ilgisi vardır.

Bu demek değildir ki Aykut Kocaman'ın hiç bir suçu yok. Aksine sorumluların başında geldiği görüşündeyim. Fizik gücü sağlamak, takımı dinç tutmak, mental açıdan hazırlamak teknik direktörün görevidir ve Aykut Kocaman müdahele etmediği takdirde Fenerbahçe de düşmeye devam edecektir.

Geçen sene takımı sırtlayan Stoch ve Alex'in takıma katkısı sıfırın altına düşmüş durumda. Alex pas tercihlerinde bile yanlış yaptı ki bunu yapacak bu ligde ki en son oyunculardan biridir. Mehmet Topuz kuvveti ve dinamizmi ile ön plana çıkan bir oyuncu, onları da kaybedince iyi orta yapan amatör futbolcu kıvamında kalıyor. Yobo-Egemen ikilisi bugüne kadar güven doluydu, bugün ise güvenilen dağlara kar yağdı. Gökhan Gönül'ü Türkiye'nin en iyi sağ beki yapan özellikleri arasında hızı, dinamizmi, çabukluğu, hücuma katkısı, savunma bilgisi, ters kademe, hırsı vardı, şu anda bir tek hızı kalmış. Hasan Ali gelişime açık sol bek görünümünde hala, takım iyi olsa onun da ne kadar iyi olacağını göreceğiz ama etrafındakiler varlık gösteremeyince o da parlayamıyor. Meireles-Topal ikilisi şu anda ligin en iyi orta sahası belki de, Sow ile birlikte takımda mücadelen eden tek oyuncular.

Kasımpaşaspor'a geçecek olursak, Metin Diyadin sonrası nasıl bir performans sergileyecekleri merak konusuydu. Tüm görüşlerin aksine bana kalırsa karşılarında iyi bir takım olsa dağılırlardı. Ancak yine de sahaya yayılış açısından iyi bir performans sergilediler. Biraz daha yeni hocaya alışma sürecini geçirmeleri lazım, çok iyi bir kadroları var ilk 8de yer almaları muhtemel.

Her takımın kötü gittiği zamanlar olmuştur. Böyle bir dönemde gerçekten de altın tepside sunulmuş bir fırsat var önlerinde. Bir Avrupa maçı, ve rakip kendisinden bile kötü durumdaki, Mönchengladbach. Deplasmanda alınacak bir galibiyet ve iyi bir oyun, takımın moralini, güvenini yerine getirecek, taraftarın desteğini biraz olsun hissettirecek ve Beşiktaş maçına takımın daha iyi çıkmasını sağlayacaktır. Milli arada da gereken değişimler gelir umarım.

28 Eylül 2012 Cuma

Orduspor 2 0 Galatasaray

Kazanan takımı tebrik etmekle başlamak bu maç için en doğru şey olur.Çok dikkatliydi Ordu,konsantrasyonları tavan durumdaydı. Maça net hazırlanmışlardı.Takım olarak çok güçlüler fiziken şu an ligin ilk üçü içindelerdir.İyi bir savunma anlayışları var,savunmayı takım olarak yapıyorlar.Bugün iki kanat oyuncusu da beklere iyi yardım etti.Sadece hücuma çıkmak için beklemediler.Diğer Anadolu takımları işte bunu yapamadığı için büyüyemiyorlar.Tabi burada Ordu'nun ileride ki forvet 3'lüsü de herkeste yok o da ayrı bir mevzu.Bir savunma takımı için ileride bulduklarını atacak bir forvet hattı var.Savunma için tek söylenecek handikap çok kalenin önünde o hattı kuruyorlar.Bugün Burak atamadı ama bir gün gelir başkası atar.Onun dışında Cuper takımını çok iyi  tanımış,sahip olduğu oyuncuların profilini çok iyi çıkarmış.Oyunu bugün hiç geniş alana yayılmadan oynadı Ordu,eğer oynansaydı İbrahim Kaş zor anlar yaşayacak isimlerin başında geliyordu.Aynı zamanda karşı takımı da iyi analiz etmiş onu ayırıyorum.


Galatasaray'a gelecek olursak maddeler halinde sıralamak istiyorum.

-Artık şu ucuz penaltı alma yollarını bırakalım.Eboue bunu çok yapmaya çalışıyor,sonra dönüşü gol oluyor.Cris orada hatalı ona aşağıda değinecez.
-Elmander neden çıktı anlamadım .Umut-Burak-Selçuk organizasyonu bu maçta işlemeyecekti zaten.Bu değişikliği başka hangi nedenle yaptı diye düşünüyorum kendi kendime.Evet biraz tempo geldi Umut girdikten sonra ama bence Elmander-Umut daha iyi olabilirdi.
-Cris fiziken çok kötü,ayrıca tahmin ettiğimden ağır yaş sanki fazla mı etkiliyor,umarım öyle olmaz kendini çabuk toparlar.İkinci gol  ağır oluşun  en büyük göstergesi.Hakan kanattan gene  sıfır yardımla oynadı ve o kanat gene patladı.Uğur Meleke maç önü yayında Cris,Hakan Balta,Amrabat 'dan olcak L bu maçı çok etkileyecek demişti doğru demiş.
-Melo,Melo,Melo desek yeterli olur anlayan anlar.
-Güven iyidir ama dozajı kaçınca sonuçlar biraz ağır olabiliyor.
-Hamit eğer sakatlanmasaydı oyun daha dengede gidebilirdi.Aydın girince takımın düzeni bozuldu.Zaten Aydın'da savunma mı hücum mu ikisinin arasında kaldı.

Beşiktaş maçından sonra da ders çıkarılmalı demiştim,bu maç yazılı öncesi son günler.Artık maç temposu giderek artacak dikkatli olmak gerek.