13 Ekim 2012 Cumartesi

Türkiye 0 1 Romanya

Abdullah Avcı'ya her maç sonu bu oyuncu neden oynamadı sorusu sorulunca bozuk plak gibi hep aynı şeyleri  söylemesi insanın gerçekten canını mağlubiyet kadar sıkıyor.Nuri'yi sormuşlar maçtan sonra gene çok kıymetli oyuncu,7 senedir tanıyorum,benim çocuğum gibi cevapları vermiş. Eee yani?Tanıyorsun da bir daha sürmeyi denesen ama 80.dakikada değil.Maçın 2  tane akılda kalan pozisyonu var.Biri Semih'in kornerden gelen topa vurduğu kafa,diğeride Nuri'nin enfes pasıyla Arda'nın kestiği Mevlüt'ün vurduğu kafa.Biz Türkiye olarak tüm takımlar olarak saha içinde oyuna müdahale etme özürlüyüz.Dün coşkulu oynamışız yerim öyle coşkuyu Arda'nın sağ kanattan sol kanada çalım atarak gitmesi coşkuysa evet baya bir coşkuluyuz. Biz ya oyuncularımızı tanımıyoruz ya bizler inatçı keçilerin tekiyiz.Abdullah Avcı'nın kafasında ki sistem oluşmadı dün de, oluşmayacak gibi de.Bakın oyuncular üzerinde gidecek olursa Emre saha içi liderimiz belli.Bu adamın yaşı 32.Dünya Kupasına gitsek 34 olacak.Böyle oyun planı olmaz liderliği bu yaşta ki adama vermezsin.Ülkeye vizyon katacak adamlar hepsi kulübe.Kaç seneden beri Nuri ile övünmeyi biliyorsunuz.Sahada da görsek fena olmaz yani günah değil.Bir milli takımın hocası bir plan tutturup onun üstüne gitmez bu hatadır.Ben bunu uygulayacağım gibi bir durum yok.Sen koskoca ülkenin teknik direktörüsün senin elindeki oyuncu grubuna bakarak bir sistem inşa etmen lazım.4-3-3'te oynayacak Sercan'ı gider 4-2-3-1'e hapis edersen o sistem patlar.Bana göre Arda'nın forvet arkası oynaması da yanlış.Arda oyun içi serbestliği olan bir oyuncu Atletico'da da öyle ama ağırlığı gene kanatta.Bizde ağırlığı forvet arkası olmaz.O zaman o da sistem içinde sıkışır.Herkes topu Arda'ya atar yap bize bir güzellik diye bekler.Sistemden gittik devam edelim.Bir kere sistemli savunma  yapan,pozisyonlarında doğru kayma yapan takımlara karşı hücum etme özelliğimiz sıfır altında.Bir kere her şeyden önce şut atmayı unutuyoruz.Alan karşı yapılacak en önemli tepkilerden biri de şut atmak kaleyi zorlamak.Biz bu coşku(!) ile devam edelim.

Sonuç için yazılacak aslında hiçbir şey yok.Yazmaya değer bir şey yok çünkü.Biz bu futbolla insanları sadece hayattan soğuturuz başka bir şey yapmayız.

10 Ekim 2012 Çarşamba

Hayırlısı


''Sanica Boru Elazığspor Kulübü, Bülent Uygun'dan boşalan teknik direktörlük görevine Yılmaz Vural'ın getirildiğini açıkladı.
Kulübün resmi internet sitesinden yönetim kurulu adına yapılan yazılı açıklamada, teknik direktör Bülent Uygun'dan boşalan teknik direktörlük görevine tecrübeli isim Yılmaz Vural'ın getirildiği belirtildi.
Açıklamada, ''Sayın Vural ile her konuda anlaşma sağlanmış ve teknik direktörümüz olmasına karar verilmiştir. Yeni hocamızın kulübümüze hayırlı olmasını temenni eder, sayın Yılmaz Vural'a görevinde başarılar dileriz'' ifadeleri kullanıldı.
Spor Toto Süper Lig ekiplerinden Sanica Boru Elazığspor'un teknik direktörü Bülent Uygun, önceki gün görevinden istifa etmişti.''

Hayırlısı demek düşer bize her zaman olduğu gibi.Uzun zamandır görmüyorduk kendisini bakalım.Bu sezon nasıl enstantateler çıkacak.

Kaynak:NTVSPOR

7 Ekim 2012 Pazar

Fenerbahçe-Beşiktaş


Yine her zamanki gibi maç öncesi hakem eleştirimi yapmak istiyorum. Geçen hafta İlker Meral'ın "düdük" merakından bahsetmiştim. Özgür Yankaya ise bugün sanki bana inat yapıyormuşcasına kullandı düdüğünü, buna bir şekilde çözüm bulunması lazım, her iki takım adına da 3-4 tane tehlikeli atak düdük kurbanı oldu.

Kasımpaşa maçından sonra Fenerbahçe'nin önünde çok büyük bir şans olduğunu söylemiştim. Bu şansı çok iyi kullandılar, iyi oyun ve net skorlarla 2 önemli galibiyet geldi. Takım içinde artık bir sorun kalmadığı kanaatindeyim. Oyun olaraksa istenen görüntü yavaş yavaş oluşuyor.

Gladbach maçının kahramanıydı Baroni. Ancak benim görüşüm Baroni'nin Fenerbahçe kalitesinde olmadığıdır. Kötü bir futbolcu değil ancak oyun zekası ve topu kullanımı yeterli seviyede değil ve olamayacak da. Rotasyon için iyi bir oyuncu ancak ilk 11 için bence takımın ideal dizilişindeki zayıf halka.

Meireles-Mehmet Topal ikilisi hala benim görüşüme göre ligin en iyi orta sahası. İkisi de ne yaptığını bilen, bilinçli oyuncular. Kattıkları dinamizm ve maç içi devamlılıkları da cabası.

Sow her zaman belirttiğim gibi bu sezonki en iyi oyuncu Fenerbahçe'de. Bugün karşılığını da güzel bir golle aldı. Geriden gerekli yardımı aldığı takdirde gollere de devam edecektir.

Fenerbahçe'nin en zayıf halkasının Cristian olduğunu söyledim. Onun yerine benim gözümdeki en iyi alternatif ise Fernandes. Bugün gördüm ki Fernandes Fenerbahçe yapbozundaki tek eksik parçaya uygun nadir ve nadide bir futbolcu. Orta alanda yaratıcılık olarak ona ayak uyduran bir isim daha olsaydı bugün daha efektif bir Beşiktaş izleyebilirdik.

Olcay çok sönük kaldı. Kendini en fazla göstermesi gereken maçtı. Galatasaray maçındaki oyunu da beklentileri arttırmıştı ama pek varlık gösteremedi.

Necip çok iyi niyetli oynadı. Özelliklerinden fazlasını sahaya yansıtmaya çalıştığı için bal yapmayan arı görünümündeydi ancak kadro derinliği zayıf olduğu için bu oyun şekline alışmasında fayda var.

Samet Aybaba'nın iyi bir taktisyen olduğunu düşünmüyorum. Güzel bir birlik beraberlik yakaladı, mücadeleci bir takım oluşturdu, ancak bütün bir sezonu böyle geçiremezsiniz. Sahaya bir taktik yansıtmanız lazım.

Uzun top bir taktiktir. Ancak uzun topta, uzun boylu bir forvetten fazlası lazımdır. Öncelikle de sahaya doğru dizilmek gerekir. Almeida atılan her uzun topa vurdu ancak dönen topların hepsi Fenerbahçe'de kaldı. Beşiktaş uzun top oynamak istiyorsa, rakip sahaya iyi kuluçlanıp dönen toplardan hızlı ataklar bulmaya çalışmalı. Ancak sahada uzun top atılıp kendi yarı alanında bekleyen bir Beşiktaş vardı.

Kadroya ilk baktığımda aklımdan bir çok şey geçti.

-Hilbert-Toraman-Sivok-Escude savunma dörtlüsü, Uğur sol, Olcay sağ kanat.

-Toraman-Sivok-Escude-Uğur savunma dörtlüsü, Hilbert sağ, Olcay sol kanat.

Daha sonra İtalyan sistemi geldi aklıma ki bana kalırsa Beşiktaş'a çok uygun bir sistem. 3-5-2.

Escude sol, Toraman sağ stoper, Sivok libero. Uğur-Hilbert ikilisi iki kanatta, tekniği hızından daha iyi olan Olcay Almeida'nın arkasında. Ortada yine Fernandes-Veli-Necip. Hatta Olcay'ın yerine Batuhan girip, o zaman daha verimli bir uzun top da oynanabilir.

Bir teknik direktör takımına bir şeyler katmalı. Takıma uymayan bir sistemi her hafta sıkılmadan devam ettirmek yerine, yeni arayışlar içinde olmak takıma bu durumdan daha fazla zarar veremez. 

Aykut Kocaman Fenerbahçe'de bu sezon kendi sisstemini oturttu ve şu anda da işler yoluna girmiş görünümünde.

Samet Aybaba da aynı hamleyi yapmazsa Beşiktaş, "sürpriz yapabilecek Anadolu takımı" görüntüsünden çıkamaz.

3 Ekim 2012 Çarşamba

Galatasaray 0 2 Braga,SİSTEM

Terim'in sisteminden hiçbir koşulda vazgeçmemesini, cesur oynamasını anlayabilirim.Ama bu durum sana içeride oynadığın maçlarda  kilidi açamamanı sağlıyorsa  orada bir sorun var demektir.Galatasaray'ın dün aldığı mağlubiyetin tek sorumlusu bana göre sistem.Biz 4-4-2 oynayan takımız bunu uygulamak zaten başlı  başlı başına zor bir şey,dün birde bunun üstüne 2-4-4 oynamaya kalkıştık.Şampiyonlar Ligi'nin ne olduğunu hep söylesekte takım olarak ne olduğunu sanırım dün çok daha iyi anladık.Braga ne Galatasaray'dan üstün bir kadro yapısına sahip,ne de oyunculara.Sadece doğru olanı yaptılar dün hepsi bu.Cluj maçında tek kale oynadılar neredeyse. 34 şutun 25'i kaleyi bulmuş ama kalelerine gelen iki top gol olmuş.Burası böyle.Bir maçla bir maçın farklı olabilir.Burası lig arenası değil, hep aynı oynadığın sistemden devam etmek de hiç kolay değil.Maç içinden sistem değişikliğini gidebilmek çok önemli,ya da bunu karşı takımı analiz ederken maç öncesinde düşünmek.Galatasaray dün Elmander'in girmeseyle bir anda farklı sistem arayışı takımın daha etkili olmasını sağladı.

Bu maçtan çıkarılacak en önemli şey takımın bu arenada bu oyunculara sahipken 4-4-2 oynamayacağı.4-3-3 şu an için akla en yatkın sistem.Melo bitik durumda bu net çıkaracağı max dakika 70.Sonrası olmuyor.Dün Hamit'te olmayınca Amrabat o kanatta çok bocaladı,tıknadı adeta.Zaten adamlar sağ kanat için önlem almıştı belli.Eboue ve Amrabat doğru düzgün girdiği bir pas oyunu yok,bunu iyi engellediler.Neden 4-3-3'ü biraz açalım.Hamit denge adamı.Melo'nun kötü oluşu Selçuk'u da formsuz kılıyor.Onu açıklarını kapatmakla uğraşıyor.Hamit'in o bölgede oynayışı ile orta saha daha diri olur.Belki Melo'da buna bağlı olarak daha fazla maç içinde kalır.Şu an oynanan düzen içinde Melo fiziği toparlamadığı sürece Selçuk'dan o eski veremi beklemeyin.Sadece gol açısından değil,pas organizasyonları da bunun için geçerli.Orta saha için bu  düzen oluşturulabilir,ileri hatta ki üçlü içinde öyle.Amrabat 4-3-3'te daha verimli oynar.Kaldı ki elimizde ki 3 forvette kanat-forvet oynayabilecek adamlar.Bu üzerine kafa  yorulacak şeyler Fatih Terim bunu düşüncektir.

Gruptan çıkmak zorlaştı ama ipler hala bizim elimizde.Cluj'da ters takım anlaşıldı ki dün maç sonucuna bakarsak.Oradan alınacak olası 6 puan ve içeride ki Manchester maçı önemli.Umarım Braga maçı final olmaz ,yoksa işimiz baya zor olacak.

1 Ekim 2012 Pazartesi

Alex de Souza!


Hepiniz biliyorsunuz olayı. O gitti artık. O'nu bu blogda çokça kez eleştirdim, içim burkularak yaptım bunu. Son 8 yıldaki sevinçlerimde O vardı çünkü, üzüntülerimde de. Yanında değildim ama çok şey paylaştım O'nunla.

Öyle bir duruma geldik ki taraftar olarak, öyle keskin çizgilerle ikiye ayrıldık ki bize seçim yaptırmak istediler, yapamazdık ama, bizim için "Annen mi baban mı?" sorusu gibiydi. Hangisini seçebilirdik ki?

Neden böyle yaptın ki? Neden her şeyi bir sineye çekip uzatılan zeytin dalını görmezden geldin? Neden efsanemiz olarak kalıp, futbolu bitirmek istemedin? Neden oldu bunlar bir anda?


Olmadı bu. Yakışmadı. Sevenler böyle ayrılamaz sen de biliyorsun. Ben sana kızardım hep ama bilirdim ki geri geleceksin. Bir şekilde gene orada olacaksın. Ama gittin artık, yoksun, nasıl alışacağız peki biz buna? Hiç düşündün mü bunları? Ya sen nasıl alışacaksın?

Böyle olmamalıydı, üzülüyorum, daha çok da neye üzülüyorum biliyor musun? Bunun için uğraşmana üzülüyorum. 

Ne diyebilirim ki daha fazla. Böyle bir durumda seni nasıl eleştirebilirim ki, yoksun artık, ben varlığına güvenip seni eleştirdim hep. 

Yolun açık olsun BÜYÜK KAPTAN. Her zaman bu taraftarın kalbindesin...